Medeni Usûl Hukukunda Senet

Medenî Usûl Hukukunda Senet

Senet, bir vakıanın ilerleyen zamanda, meydana getiren kimsenin aleyhine delil teşkil etmesi için hazırlanan yazılı belge; bir irade beyanıdır.

Esasen doktrindeki senet tanımları her ne kadar bu şekilde olsa da, senedi meydana getiren kişi aleyhine delil teşkil etmesi gibi bir irade şartına bağlanmamalıdır. Zira senedi meydana getiren kişi, aleyhine delil teşkil etmesini ummadığı durumlarda da yazılı hâle getirilen belge, yine senet sayılır.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda (HMK) m. 199 tanımlanan belge kavramı senet kavramı yerine kullanılmamıştır. Lâkin HMK’da senet kavramı bulunmakla birlikte aynı zamanda ispat gücü de korunmaktadır.

Senet mahiyeti gereği, senedi oluşturan kişi tarafından imza altına alınması gerekir. Muhatabın imzasını taşımayan yazılı belge senet olarak kabul edilmez. Bu itibarla imzalı bir mektup da senet niteliği taşıyabilir.1

Güvenli elektronik imza (e-imza) ile oluşturulan elektronik belgeler de senet olarak kabul edilmektedir. Senedin güvenli elektronik imza ile oluşturulup oluşturulmadığını hâkim re’sen inceler.

Hukukumuzda senet, çok güvenilir bir ispat aracı olarak kabul edilir. Bu itibarla Medenî Usûl Hukuku anlamında senet, ispat araçlarından kesin delil teşkil eder.

Türkiye’de senetlerin yabancı bir dil ile değil Türkçe yazılması gerekmektedir. Aksi hâlde söz konusu belge senet (kesin delil) teşkil etmez.

Senet Çeşitleri

Genel anlamda senetler, düzenleyen kişilere ve ispat gücüne göre adî (hususi) senet ve resmî senet olarak ikiye ayrılmaktadır.

I. Adî Senetler

Adi senetler, resmî bir makam veya memur iştiraki olmaksızın, resmî düzenlemeye mahsus olmayan, ve özel şahıslar tarafından düzenlenen belgelerdir.

Mahkeme huzurunda ikrar olunan veya mahkemece inkâr edenden sâdır olduğu kabul edilen adi senetler, aksi ispat edilmedikçe kesin delil sayılırlar. (HMK m. 205/1)

Sahtelik İddiası

Senedin sahteliğini iddia eden taraf, bu hususu aynı mahkemede ön sorun şeklinde ileri sürme hakkına haiz olduğu gibi bu konuda ayrı bir sahtelik davası da açabilir. (HMK 208/3)

Bir belgenin sahteliği iddia edildiğinde, belgenin mahkemeye verildiği tarih yazılıp mühürlenir ve saklanması için mahkemece gerekli tedbirler alınır. (208/2)

Adi bir senette yazı veya imza inkâr edildiğinde, bu konuda karar verilinceye kadar, o senet herhangi bir işleme esas alınamaz. (HMK 209/1)

HMK 209/1 hükmü, icra takipleri hakkında uygulanmaz. İİK m. 68/a; 72; 170 hükümleri HMK m.209/1 hükmüne nazaran daha özel hüküm niteliğinde olduğundan HMK m. 209/1 hükmü icra ve iflâs takiplerinde kendiliğinde uygulanmaz2

Senede dayanılarak verilmiş olan ihtiyatî tedbir, o senet hakkındaki sahtelik iddiasından etkilenmez ve gerektiğinde senet sahibi haklarının korunması için yeni tedbirler talep edebilir. (HMK 209/3)

Sahtelik Davası

Mahkeme, bir belgenin sahteliği iddia edilmesi durumunda, Bu iddia ile ilgili karşı tarafın açıklamalarını da dinleyerek (dikkate alarak), HMK m. 211 hükmünde belirtilen sırayı takip edip gerekli incelemeleri yaptıktan sonra kararını verir.

a) Hâkim, yazı veya imzayı inkâr eden tarafı isticvap ettikten sonra bir kanaat edinememişse, huzurda bu kişiye yazı yazdırıp imza attırmak suretiyle elde ettiği belge ve diğer delilleri değerlendirir. Hâkim, sahtelik konusunda başka bir incelemeye gerek duymadan karar verebilecek durumda ise gerekçesini açıkça belirtmek suretiyle, senedin sahteliği hakkında bir karar verir. İsticvap için mahkemeye davet edilen taraf, belirtilen günde hazır bulunmadığı takdirde, inkâr etmiş olduğu belgedeki yazı veya imzayı ikrar etmiş sayılır; bu husus kendisine çıkartılacak davetiyede ayrıca ihtar edilir. (HMK 211/a)

b) (a) bendi hükmüne göre yaptığı incelemeye rağmen, hâkimde sahtelik konusunda kesin bir kanaat oluşmamışsa, bilirkişi incelemesine karar verir. Bilirkişi incelemesinden önce, mevcutsa, o tarafa ait olan karşılaştırma yapmaya elverişli yazı ve imzalar, ilgili yerlerden getirtilir. Bilirkişi, bu yazı ve imzalarla, o mahkemede elde edilen yazı ve imzaları esas alarak inceleme yapar. Bilirkişi, inceleme için gerekli görürse, kendi huzurunda tarafın yeniden yazı yazması veya imza atmasını mahkemeden talep edebilir. (HMK 211/b)

Mahkeme hükümde belirtilen incelemeyi yaptıktan sonra, senedin sahte olduğu yönünde kesin kanaate varırsa senedin sahte olduğuna karar verir. Verilen kesinleştikten sonra, senedin altına sahte olduğu yazılıp senet iptal olunur. Söz konusu senet resmî senet ise ilgili dairesindeki aslı da bu yolla iptal edilir. (HMK 212)

Derdest (görülmekte olan) bir davada, delil aracı olarak dayanılan senedin sahte olduğu iddia edilip, bu senet hakkında inceleme yapılmaya başlanması hâlinde, bu senet hakkında ayrı bir sahtelik davası açılamaz. Zira bu şekilde ayrı bir sahtelik davası açılmasında hukukî yarar yoktur. Şayet açılırsa davanın, dava şartı (HMK 114/h) noksanlığı sebebiyle usûlden reddi gerekir.

Sahte bir adi senede dayanarak kendisine karşı icra takibi yapılan borçlunun, bu senedin sahteliğinin tespiti için sahtelik davası açmasında hukukî yararının olduğu söylenebilir; Örneğin, borçlu, ödeme emrine hiç itiraz etmemiş veya itiraz ederken imzaya itirazını açıkça bildirmeyi ihmâl etmişse, hakkındaki icra takibini ancak sahtelik davası açmakla durdurabilir.

Sahtelik Hakkında Hukuk ve Ceza Mahkemesi Kararlarının Etkisi;

Sahtelik iddiası ile incelenen belgenin hukuk mahkemesince verilen kararı kesinleştikten sonra, söz konusu belge ile ceza mahkemesinde de sahtelik iddiası dinlenmez. (HMK 214/1)

Buna karşın, ceza mahkemesinde düzenlenen senet hakkında ceza verilmesine yer olmadığı ya da beraat kararı verilmiş olması, hukuk mahkemesinin belgenin sahteliğini incelemesini engellemez(HMK214/2).

II. Resmî Senetler

Resmî senet, resmî bir makam (organ) veya memurun katılması ile düzenlenen senetlerdir. Bu senede resmî bir makam veya memur yalnız imza veya tarih onayı ile katılsa dâhi, ispat hukuku anlamında bir resmî senet sayılır.

Noterlik Kanunu hükümlerine göre, resmî senetler kural olarak, noterler tarafından düzenlenir(Noterlik K. m. 60;82;84). Fakat kanunla başka bir makam, merciî veya kişiye resmî senet düzenleme yetkisi verilebilir(Noterlik K. m. 60/1-2).

Düzenleme biçimindeki noter senetleri, kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını içerirse, İİK. M. 38’e göre ilâm hükmünde sayılır. Alacaklı düzenleme biçimdeki böyle bir noter senedi ile doğruca ilâmlı icra yoluna başvurabilir(İİK m. 32)3

Resmî senetler de kesin delil hükmündedir. Ancak bu açıdan adî senetlere göre daha güçlü delil teşkil eder. Zira, resmî senede dayanan tarafın bu senet hakkında ispat yükü yoktur.

Resmî senetlerin, adî senetlerden bir diğer farkı ise, sahtelik iddiası görülmekte olan davada bir ön sorun olarak ileri sürülemez. Resmî senedin sahteliğini iddia eden taraf, bu iddiasını ayrı bir dava açarak ileri sürmesi gerekmektedir. Davaya bakmakta olan hâkim, gerekirse sahtelik iddiasında bulunan tarafa dava açması için iki haftalık kesin bir süre verir(HMK m. 94;165).

Bir belgenin sahteliği ileri sürülürse, belgenin mahkemeye verildiği tarih yazılıp mühürlenerek, saklanması için mahkemece gerekli tedbirler alınır (HMK m. 208/2).


Kaynak:

Hukuk Muhakemesi Kanunu (HMK)

İcra İflas Kanunu (İİK)

1 Arslan/Yılmaz/Ayvaz, Medeni Usul Hukuku, Ankara 2017, s.399

2 Arslan/Yılmaz/Ayvaz, Medeni Usul Hukuku, Ankara 2017, s.400

3 Arslan/Yılmaz/Ayvaz, Medeni Usul Hukuku, Ankara 2017, s.405

Yorum bırakın